31 Ağustos 2015 Pazartesi

Takip Ettiğim Güncel Diziler vol.3-Remember You

Bu yaz izlediğim güncel diziler içinde en iyisi Remember You idi. Beklentiler ile ilgili teorim geçerli hep. Bir şey beklemezsen olumlu yönde, beklersen olumsuz yönde şaşırıyorsun bu dünyada. Bu diziye de, tüm samimiliğimle söylüyorum, sadece Seo In Guk için başladım. Gerçekten hiçbir şey beklemedim ama sonuç olarak ilk bölümden son bölüme kadar zevkle izledim.


Dizide bir tek Seo In Guk'a partner olarak vere vere Jang Na Ra'yı vermelerinden rahatsız oldum. Aralarında 6 yaş var ve bu yeterince sinir bozucu bence. Hani bir tek Jang Na Ra değil çünkü. In Gukcuğuma hep nunaları layık görüyorlar, çirkin nunaları. Ama bu sorun sadece ilk başlarda bir sorundu, sonraları rahatsız olmamaya başladım. 


İzlerken düşündüm, Seo In Guk bence gayet iyi bir oyuncu. Oynadığı dizilerin çoğunu izledim, hiçbirinde oyunculuğundan yakınmadım. Geçen yaz mesela, şebelek cinsten liseliyi oynamıştı, o halini bile sevmiştim. Zaten '97, tarihindeki en güzel dizidir In Guk'un. Tarihi dizi de çekti. Bu rol de üstün zeka-flower boy rolüydü. Onu da gayet iyi oynadı.



Polisiyenin kalitelisindendi dizi. Aptal saptal boş boş koşuşturmaca yoktu, daha ziyade psikolojik gerilime yakındı. Bu özelliğini tüm bölümlerde muhafaza etti. 
Jang Na Ra, özel bir polis ekibinde çalışıyor, Seo In Guk da bahsettiğim üstün zeka+öldürücü yakışıklılık rolünü üstleniyor. Dizi genel olarak cinayetler ve başrollerin sır dolu yaşamlarını konu alıyor. 

Şu arkadaşlara değinmeden edemeyeceğim, Jang Na Ra'nın ekibi:

Polis mi abi bunlar ya?! Resmen marka modeli, bu kadar olur. Hepsi(?) ayrı ayrı harikaydı gerçekten.

İlk bölümlerde -ve sonra birkaç sahnede daha- Kyungsoo'nun konukluğu diziyi taçlandırdı.

 

Yönetmen beye de teşekkür etmeden geçemeyeceğim, çok güzel sahneler vardı, like this:


Sonracığıma yazar da çok başarılıydı, birkaç eksik nokta bulsak da izlerken genel anlamda tatmin etti. Zaten kendisi Protect the Boss'ın da yazarı imiş. 

Bu dizi bir genç yeteneği de ünlü yaptı: Park Bo Gum. Dizide birçok kişinin favorisiydi kendisi. Hak ediyor doğrusu. Ekimde Reply '88'de izleyeceğiz inşallah Bo Gum-shi'yi.


İzlemeyenlere bu diziyi önermemin bir sebebi de OST'leri. Lim Kim ve Dear Cloud'ın söylediği şahane OST'ler için bile izlenir Remember You, demedi demeyin!

     Sevgiler        

22 Ağustos 2015 Cumartesi

When Marnie Was There

When Marnie Was There, geçen yıl yayınlanmış bir Studio Ghibli yapımı. Bense henüz izleyebildim ve çok beğendiğim için buraya koştum, sizler de izleyin diye.


Kısaca konusundan bahsedeyim. Anna, annesi ve babası o çok küçükken hayatını yitirmiş bu yüzden bir aile tarafından evlat edinilmiş, 12 yaşında, astım hastası bir kızdır. Kendisini onu evlat edinen aileye çok yakın hissetmemesinden dolayı sorunlar yaşamaktadır. Annesi, astımına iyi geleceğini düşünerek onu kırsalda yaşayan akrabalarının yanına, tatile yollar ve takdir edersiniz ki macera da burada başlar. 
Kasabadaki bataklığın karşı kıyısında bulunan perili köşk vari ev, geldiği günden beri Anna'yı cezbetmektedir. Bir gün karşıya geçer ve orada Marnie isimli, daha önce rüyalarında gördüğü kızla tanışır. 



Kapanış şarkısını Priscilla Ahn söylüyor, gerçekten çok güzel bir şarkı:
                                    

Çok etkilendiğim bir film oldu kısaca. Bunaldıysanız, kafa dinlemek istiyorsanız sadeliği, akıcılığı, dinlendiriciliği ile sizi tatmin edecek bir film olacaktır. Geciktirmeden izleyin.

6 Ağustos 2015 Perşembe

Blogger Life Mim'i

Yine bir mim ve yine Paul'dan. O da olmasa, ne yapacağım bilmiyorum mimsiz hayatımda :D
Üstelik son sorunun cevabında yer vermiş bana, yani bu öylesine bir mim pası değil, anlamlı, özel bir mimleme *-*
Konu da çok zevkli, blogcu hayatıyla ilgili sorular falan.
Gerçi ben yarım yamalak blogcuyum, bu mimi cevaplama hakkım var mı, emin değilim.

Neyse, başlayayım artık.

1-  Blogger denilince aklınıza gelen 3 şey nedir ?
Kafa insan. Çok fazla blogger tanıdığım yok ama okuduğum blogların hepsini kafa insanlar oluşturuyor.
Kitap okuyan insan. Farklı türlerden de olsa gördüğüm çoğu blogger gerçekten iyi birer okuyucu.
Koreyle ilgilenen insan. Bu biraz benim ilgi alanım doğrultusunda oluşan bir sonuç. Tanıdığım her blogger Kore'nin filminden, dizisinden, müziğinden, kültüründen... yani bir ucundan tutmuş kişiler.

2- Kişisel blogları mı, yoksa gezi, güzellik, moda bloglarını mı tercih ediyorsunuz ?
Kişisel bloglar. Diğer üç tarzda da takip ettiğim blog yok. 

3- Blogger olmanızda etkili olan en önemli şey nedir ?
Blog okumayı sevmem. Yazmanın da okumak kadar eğlenceli olduğunu düşünmem. Sanırım bu. İki yıl önce bu zamanlar blogu açmamda beni tetikleyen buydu.

4- Örnek aldığınız bloggerlar var mı ?
Yok ya. Olsa bu kadar tipsiz olmazdı bu blog :D

5- Şu anki mesleğin nedir veya hangi mesleği seçeceksin ?
Şu an öğrenciyim ve şimdilik avukat olmayı düşünüyorum ama iki ay öncesine kadar DİB'de çalışmayı düşünüyordum yani bugün söylediklerim yarın yapacaklarımı bağlamaz.

6- En sevdiğin blogger arkadaşlarını yazmanı istiyorum desem ?
Blogger arkadaşım başta da söylediğim gibi pek yok. Onun yerine takip ettiğim blogları yazsam?
-Birincilik kesinlikle Nabrut'a gider. Yazdığı her şeyi okuyorum neredeyse, dizi yorumları favorim.
-Paul'u burada anmasam olmaz. Entelektüel bakış açıları, yazılarını daha da okunulası kılıyor.
-Gebbu da bu kategoride. Denk geldiğim yazılarını okur, beğenirim.
 -Eskaymak da uzun süredir takip ettiğim bloglardan. Severek izliyoruz :D
-Lapland blogu, ne izleyip izlemem konusunda olgun tavsiyelerine güvendiğim bir blog ve benim için bir izleme rehberi.

Bu arkadaşlar -Paul hariç dolayısıyla :D- mimlendi aynı zamanda. Artık gören, duyan olur ve cevaplar umarım soruları ^^

Hadi bana eyvallah


4 Ağustos 2015 Salı

Saçmamaçsız Mim

Değerli yazar Paul bana mim yollamış, gayet komikli, eğlenceli bir mim.
Ben de teşekkürlerle cevaplıyorum.

1 ) Odanızda veya evinizde orada olduğunu unuttuğunuz bir nesne bulun. Bu nesne ile bir anınız var mı?

İngilizce sözlüğüm sanırım. Gerçi biraz düşününce yerini hatırladım ama uzuuun zamandır elime dahi almıyorum kendilerini. Önceleri roman okumaktan daha çok severdim sözlük okumayı. Şimdi... İnternet gibi bir kolaylık olunca sözlük, ihtiyaç sınıfına bile girmiyor. Bu vesileyle sözlüğümün varlığını hatırlamış oldum, gidip karıştırayım biraz :'')

2 ) Aklınıza gelen soğuk bir espriyi yazın . Eğer aklınıza gelmiyorsa 2-3 kelime saçmalayın

Saçmalanmaz taranır asdfghjkkjh bu da çok iğrenç oldu ya

3 ) Yine aklınıza gelen biri ya da nesnenin adı ile akrostiş yazın ama yazdığınız akrostiş az ya da çok o şey veya kişi ile ilgili olsun .

Biraz hüzün, biraz heyecan
Lak lak da dahil bunlara
Ortak duygular paylaşmaktı asıl isteğim
Galiba gelirken buraya

4 ) Seni kim mimlediyse şimdi onun blogunu -sitesini- açıyorsun ve onun bu soruya verdiği cevaptan ilginç bir kelime seçiyorsun . Ve döngünün devam etmesi için yine ilginç uzun ve saçma bir cümle kuruyorsun . Lütfen ben bir kuş gördüm .Yada bizim evde oyuncak ayı var gibi cümleler olmasın olabildiğince uzun ve saçma cümleler olsun . Hadi saçmalama potansiyeliniz görelim :D

O gün, o, güneşin bulutların arasından sızmak için çırpındığı sonbahar günü, şopar kılıklı genç uzanıp tembellik ettiği çimlerin üzerinde gördüğü karahindibayı üflendiğinde havaya, kim bilebilirdi ki bu karahindibanın uçucu kısımlarının kulağıma kaçıp beni sağır edeceğini ve dolayısıyla tüm bu saçmalıkları dinlemekten alıkoyacağını?



Saçmalama konusunda hiç iyi değilim, değil mi? Yine de eğlendim ben, tekrar teşekkürler Paul ^^

Mimlemeye gelince.. Hakkımı Eskaymak'tan yana kullanıyorum :'') Umarım eğlenerek cevaplarsın ^^