3 Ağustos 2019 Cumartesi

Bu ara dualingo'da çince çalışmaya başladım. ilk defa online bir platformda dil çalışıyorum, bence bayağı güzelmiş. Çalışma sarınca hello chinese diye de bir uygulama indirdim, oradan da bakıyorum. o uygulama da dualingo'yla aynı mantık, sorularla kelime, kalıp filan öğretiyor. Bugün üçüncü günüm ve şimdilik sayıları, isim falan sormayı, yaş söylemeyi, şu kadar abim bu kadar kardeşim var demeyi, birkaç basit yiyecek içecek ismini ve bunları sevip sevmediğimi söylemeyi, yine birkaç hayvan adını öğrendim. Bence üçüncü gün için iyi bilanço. Hanzileri akılda tutması çok zor yalnız. Hele yazmam şu an mümkün görünmüyor :D ona bayağı uğraşmak lazım herhalde. Yine de bakınca tanıdığım heceler var artık, yan yana görünce de bildiğim bir cümleyse çıkarıyorum hangi hanzi olduğunu. Pinyin diye bir sistemleri var, romanization dediğimiz şeyi sanırım hükümet yllar önce yapmış, çince kelimelerin latince harflerle nasıl yazılacağı konusunda bir consensus oluşturmuş bu sayede anladığım kadarıyla hanzi çok bilmesek de pinyin'i iyi öğrenirsek çincemizin biraz gideri olur. Çinliler klavyede bu pinyinle yazıyorlar, sistem onu ekranda çince gösteriyor yani aslında bayağı geçerli bir sistem sanırım. Ben korecede hiç böyle bir şey görmemiştim ki hangeul çok basit bir alfabe ve yani alfabe sonuçta, a b c öğreniyorsun bitiyor, böyle bir ihtiyaç yok. Japoncada böyle bir sistem olup olmadığı hakkında ise bir bilgim yok.
Kafamda yıllardır öğreneceğim diye bellediğim 3 dil var: almanca, çince, arapça. Arapçaya birkaç başarısız giriş yaptım ama yılmadım hala umudum var. Almanca bir şekilde öğrenilir gibi geliyor. Çince için şu an hedefim bir kur geçebilecek kadar online platformlardan öğrenmek, ikinci kurdan itibaren de param olunca kursa gitmek. Hiç araştırmadım kursları falan da ama vardır herhalde kafama göre bir yerler. Onu para olunca düşünürüz artık.

29 Temmuz 2019 Pazartesi

Yok artık daha neler. 4 yıl olmuş buraya uğramayalı. Benden yazı bekleyen kimse olmasa da, kitlelere hitap etmesem de burası benim kişisel gelişimimin bir parçası, bir süre zaman ayırdığım, değer verdiğim bir mecra. Benim için önemliydi fakat nasıl bu kadar çabuk unutabildim buranın varlığını, ona şaşıyorum. Günlük telâşlardan kaynaklansa gerek, hiç aklıma gelmedi bir şeyler yazmak. Bu aralar burayı hatırlamamsa blog okuma özlemimden ileri geliyor. Başlarda blog yazmaya heveslenmem de blog okumayı çok sevmemin sonucuydu. Hâlâ müdavimi olduğum birkaç blog var, ben daha fazlasına müdavim olmaya da meyilliyim fakat ne yazık ki 5, 6 yıl öncesine kıyasla blog yazma olayı bitti sayılır. Burası ilkel gelmeye başladı sanırım birçok kişiye, bense üzülüyorum, burada bir şeyler okumak en büyük zevklerimdendi.
Neyse, yazacak pek bir şey de yok galiba. Eskisi gibi dizi izleyip burada yorum yapacak enerji yok daha doğrusu :D dizi yine izleniyor arada ama hakkında tweet bile atmıyorum, eskiden bunu düşünemezdim; ne izledim ne okudum ne yaptımsa tweet atar, bir yerlere yazardım. Okuduğum kitapların adını, okuduğum tarihi, etkilendiğim kısımları, hakkında düşündüklerimi muhakkak yazdığım bir defterim vardı mesela. Aşağı yukarı 4 yıldır bunları yavaş yavaş azaltarak tükettim. Yazma alışkanlığım hiç kalmadı. Sanırım kendimi ifade etme alışkanlığım hiç kalmadı. Gökkubbede yankılanmamış seda pek azdır diye düşünmeyi çok içselleştirdiğimden midir nedir, fikirlerim artık çok meh gelmeye başladı. Ne söylesem çok bir değeri yok gibi geliyor, yazmak da fuzuli hissettiriyor galiba.
Yine de arada buraya bir şeyler yazmaya niyetliyim. Çünkü hiçbir şey ifade etmese de birkaç yıl sonra açıp bakması güzelmiş, onu da fark ettim. E biz de kendimiz için hiç mi bir şey yapmayalım canım