29 Temmuz 2019 Pazartesi

Yok artık daha neler. 4 yıl olmuş buraya uğramayalı. Benden yazı bekleyen kimse olmasa da, kitlelere hitap etmesem de burası benim kişisel gelişimimin bir parçası, bir süre zaman ayırdığım, değer verdiğim bir mecra. Benim için önemliydi fakat nasıl bu kadar çabuk unutabildim buranın varlığını, ona şaşıyorum. Günlük telâşlardan kaynaklansa gerek, hiç aklıma gelmedi bir şeyler yazmak. Bu aralar burayı hatırlamamsa blog okuma özlemimden ileri geliyor. Başlarda blog yazmaya heveslenmem de blog okumayı çok sevmemin sonucuydu. Hâlâ müdavimi olduğum birkaç blog var, ben daha fazlasına müdavim olmaya da meyilliyim fakat ne yazık ki 5, 6 yıl öncesine kıyasla blog yazma olayı bitti sayılır. Burası ilkel gelmeye başladı sanırım birçok kişiye, bense üzülüyorum, burada bir şeyler okumak en büyük zevklerimdendi.
Neyse, yazacak pek bir şey de yok galiba. Eskisi gibi dizi izleyip burada yorum yapacak enerji yok daha doğrusu :D dizi yine izleniyor arada ama hakkında tweet bile atmıyorum, eskiden bunu düşünemezdim; ne izledim ne okudum ne yaptımsa tweet atar, bir yerlere yazardım. Okuduğum kitapların adını, okuduğum tarihi, etkilendiğim kısımları, hakkında düşündüklerimi muhakkak yazdığım bir defterim vardı mesela. Aşağı yukarı 4 yıldır bunları yavaş yavaş azaltarak tükettim. Yazma alışkanlığım hiç kalmadı. Sanırım kendimi ifade etme alışkanlığım hiç kalmadı. Gökkubbede yankılanmamış seda pek azdır diye düşünmeyi çok içselleştirdiğimden midir nedir, fikirlerim artık çok meh gelmeye başladı. Ne söylesem çok bir değeri yok gibi geliyor, yazmak da fuzuli hissettiriyor galiba.
Yine de arada buraya bir şeyler yazmaya niyetliyim. Çünkü hiçbir şey ifade etmese de birkaç yıl sonra açıp bakması güzelmiş, onu da fark ettim. E biz de kendimiz için hiç mi bir şey yapmayalım canım