Zorlama şeylerden pek hazzetmem, yazasım da gelmeyince bloğu süs diye açmış gibi oldum. Gerçi mantıklı düşününce açmaya bile aylarca üşendiğim bloğu, sık sık güncellemem tuhaf olurdu. Neyse işte ara sıra yazıyorum ben de.
Bu aralar hiçbir şey yapmıyorum üstelik. Kitap okumuyorum mesela. Müzik bile az dinliyorum. Niyeyse başımı ağrıtıyor biraz bile hareketli şeyler. O yüzden indie ile münasebetimi yoğunlaştırdım, malum müzik olmadan yaşamak zor.
Standing Egg özellikle, müzik dinlersem eğer Standing Egg dinliyorum. -Kiss, favorimdir kankalar.-
Bir de geçenlerde -bayağı bir geçenlerde- Ilmare'yi izledim. Göl Evi'nin 2000 yılında çekilmiş, Kore aslı. İzlemekte geciktim zira Gianna en sevdiğim bayan oyuncudur ve konusu da en sevdiklerimden. Hani şu, zamanın farklı boyutlarından iki kişinin aşkı meselesi.
En sevdiğim filmlerden olan Ditto da bunlardandır ve yine geçenlerin birinde izlemiş olduğum Tayvan yapım Secret da bu familyaya dahildir. Secret da çokoştu zira piyano üstüne bir filmdi, takdir edeceğiniz gibi 'piyano olur da hoş olma mı'.
-Secret
-Ditto
Bir de yazarken bu yazıyı, naçizane şunu dinledim efenim, buyrun:
Hoşçakalın :D
Nice post!! would you like to follow each other?
YanıtlaSilBesos, desde España, Marcela♥
uzun zamandır sesin çıkmıyor :(
YanıtlaSilumarım herşey yolundadır :*
İnanmıyorum, yokluğumu biri fark etmiş! Kendimi iyi hissettim ^___^ okul, dersler, yoğunluk, bir de yazı yazmamı bekleyen kimsenin olmaması dolayısıyla boş buralar şimdilik :')
Sil